• İletişim
  • Yazarlar
    • Veysi Sarısözen
  • Gizlilik Politikası
28 Mart 2023 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL
Yeni Yaşam Gazetesi | Yeni Yaşam
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Politika
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
      • Panorama 2022
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Seçim 2023
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Politika
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
      • Panorama 2022
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Seçim 2023
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi | Yeni Yaşam
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Hasan Durkal

Agresif siyaset akademisinden sıyrılmak

12 Ocak 2023 Perşembe - 00:00
Kategori: Hasan Durkal, Yazarlar

Dünyada yükselişte olan sağ, faşist, faşizan hareket ve partiler anaakım siyaset sosyolojisi ve siyaset bilimcilerin ilgisine mazhar oldu. Bu hareket, partilerin ve iktidarların güçlü Marksist analizlerinin ne yazık ki zayıf etki alanlarına karşın siyaset spektrumunun liberal kısmında konumlandığını iddia eden siyaset bilimcilerin zayıf analizlere ama hegemonik bir etki alanına sahip olduğu da aşikâr.

Genç, hırslı ve oldukça agresif olan bu akademik kadro AKP’li yıllarda küçük, mütevazı adımlarla kurulan medya kuruluşlarında politika yorumlarıyla adım adım geniş kitlelere hitap eden hegemonik bir söyleme ulaştılar. Ulaştıkları noktada örneğin 6’lı Masa’nın adaylık konusundaki tartışmalarına gündemi belirleyecek düzeyde bir müdahalede bulunabiliyorlar, açık mektuplarla masayı sıkıştırabiliyorlar.

Faşizmin gündelikleştirilmesi

Derdimiz 6’lı Masa değil, akademinin bu hırslı isimlerinin yarattıkları etki alanı. Siyasetin yorumlanması bu isimlerin kurguladıkları siyasal evrenin kavramlarıyla sınırlanıyor. Otoriterleşme, otoriterlik, rekabetçi otoriterlik, sağ popülizm gibi kavramlar etrafında dünya ve Türkiye’deki rejim ve hareket incelemeleri ile bu hareket ve iktidarlara alternatif olan muhalefet partilerine siyasal danışmanlık yapılıyor. Ancak bu yapılırken milyonlarca insanın doğrudan kaderini etkileyen rejim dönüşümü akademik kavramlarla yumuşatılıyor, örneğin faşizm, kavramlar evreninde uygun kılıflar altında gündelikleştirilip normalleştiriliyor.

Bir seçim sürecinde olduğumuz söyleniyor ancak tüm tartışmalar adayın kim olması gerektiği ve kimin daha fazla oy alacağı ile ilgili tartışmayla sınırlı. Bu tartışmalar bir yönüyle haklı olabilir ancak demokratikleşme, milyonların günlük yaşamda yaşadıkları yıkımın durdurulması, krizlerin çözülmesi, vergi adaletsizliği, işsizlik, pahalılık gibi sorunlara kalıcı kökten çözümler getirilmesi gibi konular seçim sonrasına, belirsiz ve uzak bir geleceğe iteleniyor. Açıklanma usulü tartışmalarını bir yana bırakırsak, oluşan atmosferde HDP’nin kendi adayını çıkarmak gibi son derece doğal bir yönelimi bile HDP’nin siyaseten aforoz edilmesine yol açması, bu darlaşmış siyasal ufkun etki alanını gösteriyor.

Aday tartışmalarının gizlediği

Oysa adayın kim olacağından ziyade hakiki bir demokratikleşme için ilkelerin, programların, orta ve uzun vadeli dönüşüm vizyonlarının, yükselişte olan faşizmin durdurulmasının merkezde olduğu bir tartışma zemini hiç de yadırganmazdı.

Siyaseten belirleyici olan siyaset akademisinin yöntemi birçok defoyu da gündelik siyasete sokuyor, gündelikleştiriyor. Siyasal rejimin dönüşümünün ekonomik yapıyla ve onun kriziyle olan güçlü bağı silikleşiyor örneğin. Bir yerlerde bir çarpıklık var, bu çarpıklık kurumsallaşmadan değil de bireylerin tercihleri, keyfilikleri, çılgınlıkları yüzünden oluyormuş gibi. Çılgın liderler, çılgın ve dizginsiz oldukları için keyiflerince otoriter rejimler inşa ediyorlar, bazı sermaye gruplarını [beşli çete gibi] da devlet destekleriyle kayırıyorlar gibi (oysa devlet rekabeti düzenlese yeterli olacaktı). Onlara göre hem bu keyfiliklere son vermek hem de otoriterleşmeden çıkmak için siyaset sahnesine bir kurtarıcı gelmeli. Bütün tartışma da o kurtarıcının kim olması gerektiğine indirgeniyor böylece.

Programatik tartışmalara ihtiyacımız var

Daha vahimi ise yukarıda belirtilen rejim ve hareketlere getirdikleri dar ve hafifletici yorumlar. Popülizm, otoriterlik, otoriter rekabetçilik gibi kavram setleri faşistleşmeye ciddi manada manevra alanı ve meşruiyet kazandırıyor. Bu hafifletme beraberinde bu olgulardan kolaylıkla kurtulunabileceği izlenimi yaratıyor. Böylece faşizmin birçok veçhesi gündelikleşerek normalleşiyor.

Yazdıkları mektup ve 6’lı Masa’nın bu mektubu muhatap alan yaklaşımı göz önüne alındığında, masayı sıkıştırma hamlesi gibi görünen ama aslında milyonlarca insanın yakıcı gündeminin üzerini ustaca ve sessizce örten bir mizansenden öte bir şey çıkmıyor ortaya. Adaylık tartışmaları da Millet İttifakı’nın oyalayıcı ve işi uzatıcı tavrı da tüm gerçek açmazlarına rağmen bu yönüyle manipülatiftir.

Solun, halkçı güçlerin kendi siyasal evreninin kavramlarını tartıştırması ve siyasal alana bu yönde bir müdahalede bulunması gerekiyor. Adaylık tartışmaları bir yana, programatik tartışmalar ve halkın çıkarlarını ön planda tutan ilkesel tutumları tartışmak, anaakım siyaset biliminin manipülasyonundan sıyrılmak gerekiyor. Gerçekten kaybedecek neyimiz kaldı?

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

AKP’nin seçim kampanyasının üç ayağı: Savaş, kaos, sadaka

Sonraki Haber

Yasaklar, çarpışmalar, kazalar

Sonraki Haber
Başlıksız!

Yasaklar, çarpışmalar, kazalar

SON HABERLER

Toplum kırım bilimciliğinden özgür yaşamın bilimine

Toplum kırım bilimciliğinden özgür yaşamın bilimine

Yazar: Yeni Yaşam
28 Mart 2023

Gündemi balçıkla sıvamak

Siyaset ya da kayıkçı kavgası

Yazar: Yeni Yaşam
28 Mart 2023

Ne ile cebelleştiğini bilmek!

Saçma üretim, şımarık tüketim, anlamsız yaşam

Yazar: Yeni Yaşam
28 Mart 2023

Kurak Günler, biat ve onurlu duruş

Ar edep hayâ hicap utanma

Yazar: Yeni Yaşam
28 Mart 2023

Bende ölen sensin : Miras

İslam’ın şartları size kalsın, bana Mahsa Amini’yi geri verin

Yazar: Yeni Yaşam
28 Mart 2023

Newroz…

Seçimler ve bazı değişkenler…

Yazar: Yeni Yaşam
28 Mart 2023

İşkenceci polisler kendilerini savundu: Kademeli güç kullandık!

Y.D’ye işkence yapan amir ve bir polis tutuklandı

Yazar: Yeni Yaşam
27 Mart 2023

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Anasayfa
  • Günün Manşeti
  • İletişim
  • Karikatür
  • Seçim 2023
  • Tümü
  • Yazarlar

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.