• İletişim
  • Yazarlar
    • Veysi Sarısözen
  • Gizlilik Politikası
28 Mart 2023 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL
Yeni Yaşam Gazetesi | Yeni Yaşam
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Politika
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
      • Panorama 2022
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Seçim 2023
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Politika
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
      • Panorama 2022
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Seçim 2023
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi | Yeni Yaşam
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Murat Çakır

İlk salgın yılının ardından…

13 Mart 2021
Kategori: Murat Çakır, Yazarlar

… yeni salgın yılı daha şiddetli devam edecek öngörüsü doğru mu? Dünya Sağlık Örgütü yaklaşık bir yıl önce Covid-19 salgınının dünya çapında pandemiye dönüştüğünü tespit etmişti. Bugün ise pandemi yeni mutasyonlarla şiddeti artarak devam etmekte, aşı patentleri nedeniyle dünya nüfusunun önemli bir kesimi, yani 110’dan fazla ülkede yaşayan insanların korunmasızlığı sürmektedir. Korunmasız nüfusun ezici çoğunluğunun yoksul coğrafyalarda olması bir tesadüf değil elbette.

Peki ama, görece refah coğrafyalarında durum nasıl? Bunu dünyanın en zengin ülkelerinden Almanya örneğinde irdeleyelim.

Pandemi ile bağlantılı olarak Almanya’daki burjuva medyasının diline doladığı ve kamuoyu görüşü hâline gelen bir söylem var: “Virüs adil, zengin-yoksul ayrımı yapmıyor”. Doğru, virüsün bulaşıcılığı her insan için aynı düzeyde. Ancak Almanya’daki insanların sağlık durumları, çalışma ve yaşam koşulları ve gelir düzeyleri eşit olmadığından bulaş riskleri de toplumsal sınıflar arasında aşırı eşitsiz dağılmış durumdadır.

Nihâyetinde adaletsizlik virüste değil, virüse maruz kalan insanların içinde yaşadıkları sınıflı toplumdadır. Kapitalist üretim tarzı, egemen iktidar ve mülkiyet ilişkileri ve dağılım mekanizmaları pandeminin toplumsal ve ekonomik eşitsizliği derinleştirmesine neden olmakta, dahası katalizör olarak derinleşen eşitsizliğin etkilerinin keskinleşmesini sağlamaktadır.

Federal İstatistik Kurumu’nun bazı enstitülerle birlikte yaptığı ve geçenlerde sonuçları açıklanan araştırmasına göre, serbest meslek sahipleri dahil ücretli çalışanlar ile bilhassa yoksul kesimler pandemiden son derece olumsuz etkilenmekteler. Astım, KOH, diyabet, obezite gibi sosyal nedenleri de olan hastalıkların, yetersiz konut, kalabalık ulaşım araçları ve korunmasız çalışma koşulları ile karşılaşarak bulaş risklerini önemli ölçüde artırdıkları belirtilen raporda, pandeminin kalıcılaşan yoksulluğun genişlemesine neden olduğuna dikkat çekiliyor.

Toplam beş yüz sayfalık rapor, “zengin” Almanya’nın toplumsal gerçeğini teyit ediyor: Yoksulluk sınırına düşen, yoksul ölüyor! Serbest çalışanların yüzde 20’sinin, ücretlilerin yüzde 17’sinin ve güvencesiz koşullardakilerin yüzde 44’ünün aşırı yoksullaşma tehdidi altında olması, kapitalizmin meşum yüzünü herkese görünür kılıyor.

Geride bıraktığımız salgın yılında Alman devletinin egemen sınıflara yarayan pandemi krizi yönetimi, yüzlerce milyarlık bütçelerle krizleri yaratanları daha da zenginleştirirken, yoksulluğu genişletiyor ve daha kalıcı hâle getiriyor. Ancak bu kriz yönetimi aynı zamanda toplumsal katmanlar ile sömürülenler arasında, evden çalışma olanakları, sosyal yardımlara ulaşımın belirli kesimler için kolaylaştırılması veya tek seferlik yüklü ödemeler gibi uygulamalarla bloklaşmalar ve eşitsizlik farkları yaratarak toplumsal rıza üretimini kolaylaştırmakta, dolayısıyla tekelci burjuvazinin sınıf tahakkümünün temelini sağlamlaştırmaktadır. “Hepimiz aynı gemideyiz” diskuru da yaygın görüş hâline getirilmiştir.

Sonuç itibariyle “Pandemi ile mücadele” adına anayasal hak ve hürriyetler rafa kaldırılarak ve parlamenter kontrol mekanizmaları askıya alınarak yürütme tarafından uygulanan tedbirler, hem çoklu kriz ortamının tüm yüklerinin işçi sınıfının ezici çoğunluğu ile yoksul kesimlerin sırtına yüklemeye, hem de kriz yönetimine yönelik her türlü muhalefeti ve sorgulamayı karalamaya yaramaktadır.

Şiddetlenerek devam etmekte olan pandemi reddedilemeyecek gerçeği tekrar kanıtlamıştır: Asıl virüs, en saf hâliyle kapitalizmdir! Kapitalizm sağlığa zararlıdır.

Etiketler: Murat Çakır
PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Zordu ama dayandı…

Sonraki Haber

Kadınların birlik ve dayanışma ruhuyla kazanabiliriz

Sonraki Haber
Erdoğan sonrasına ‘Yumuşak Geçiş’ mi?

Kadınların birlik ve dayanışma ruhuyla kazanabiliriz

SON HABERLER

Toplum kırım bilimciliğinden özgür yaşamın bilimine

Toplum kırım bilimciliğinden özgür yaşamın bilimine

Yazar: Yeni Yaşam
28 Mart 2023

Gündemi balçıkla sıvamak

Siyaset ya da kayıkçı kavgası

Yazar: Yeni Yaşam
28 Mart 2023

Ne ile cebelleştiğini bilmek!

Saçma üretim, şımarık tüketim, anlamsız yaşam

Yazar: Yeni Yaşam
28 Mart 2023

Kurak Günler, biat ve onurlu duruş

Ar edep hayâ hicap utanma

Yazar: Yeni Yaşam
28 Mart 2023

Bende ölen sensin : Miras

İslam’ın şartları size kalsın, bana Mahsa Amini’yi geri verin

Yazar: Yeni Yaşam
28 Mart 2023

Newroz…

Seçimler ve bazı değişkenler…

Yazar: Yeni Yaşam
28 Mart 2023

İşkenceci polisler kendilerini savundu: Kademeli güç kullandık!

Y.D’ye işkence yapan amir ve bir polis tutuklandı

Yazar: Yeni Yaşam
27 Mart 2023

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Anasayfa
  • Günün Manşeti
  • İletişim
  • Karikatür
  • Seçim 2023
  • Tümü
  • Yazarlar

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.