• İletişim
  • Yazarlar
    • Veysi Sarısözen
  • Gizlilik Politikası
28 Mart 2023 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL
Yeni Yaşam Gazetesi | Yeni Yaşam
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Politika
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
      • Panorama 2022
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Seçim 2023
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Politika
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
      • Panorama 2022
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Seçim 2023
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi | Yeni Yaşam
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Özgür Müftüoğlu

Tek adamla olmuyor!

24 Nisan 2021
Kategori: Özgür Müftüoğlu, Yazarlar

Özgür Müftüoğlu

Erdoğan, yakın dönem Türkiye siyasi tarihinde tek adam olma hayali kuran ilk kişi değildir. 80’li yılların sonlarında Turgut Özal da yasama-yürütme-yargının tek elde toplandığı başkanlık sistemini gündeme getirmişti. Ama 12 Eylül darbesinin tüm baskılarına rağmen hâlâ “mutlakıyet”e rıza göstermeyecek, özgürlüğü için mücadele yetisini henüz kaybetmemiş toplumsal dinamikler vardı. “Demir tavında dövülür!”sözü devredeydi ve toplum, tek adamla yönetilecek “tav”da değildi henüz. Dolayısıyla tek adamlık Özal’a kısmet olmadı!

Ama ülkeyi tek adam rejimine götürecek başkanlık meselesi özellikle İkinci Cumhuriyetçiler tarafından hep gündemde tutuldu. Hem de “demokratikleşmenin bir yolu” gibi gösterilerek!

Son üç yıldır fiilen ve resmen uygulanan başkanlık sistemi, o zamanın İkinci Cumhuriyetçilerini ne ölçüde tatmin etmekte bugün, bilemiyorum!

Özal’ın gündeme getirdiği o günden bugüne, toplum adım adım tek adamın tahakkümüne dayalı başkanlık rejimini kabullenecek kıvama/tava getirildi. Nasıl mı? Tabii ki baskıyla, örgütsüzleştirmeyle, halklar arasında ayrımcılığı derinleştirerek, biat eden dindar ve kindar nesiller yetiştirilerek…

Bu süreç adım adım kabullenilirken herkesin kendince bir gerekçesi vardı. Kimi bu yolla AB’ye girileceğini düşündü; kimi askeri vesayetten kurtulmak için sessiz kaldı; kiminin gerekçesi inanç hürriyetiydi; kimi ise derin devletin ortadan kalkacağını, halklar arasında barış olacağını umdu. Daha kişisel gerekçeleri olanlar da vardı. Sosyal yardımlardan faydalanmaktan asgari ücretle de olsa bir işe girebilmeye, irili ufaklı ihale almaktan yakınında açılacak AVM ile evinin değerinin artacağı beklentisine girmeye kadar pek çok gerekçeyle milyonlarca kişi AKP’nin ülkeyi tek adam rejimine götürmesine göz yumdu. Ekonomik krizler, siyasi alternatifsizlikler de bu süreci körükledi.

Tüm bunlara tevessül etmeyen, demokrasinin özgürlüklerin tek adama devredilecek yetkiyle sağlanamayacağının bilincinde olan ve karşı çıkanlar ise diğerlerinin desteğinden ya da sessizliğinden güç alan iktidar sahiplerinin baskısıyla susturulmaya, güç karşısında boyun eğdirilmeye çalışıldı.

Sonuç olarak, 15 Temmuz darbe girişimiyle birlikte fiilen, 2017 Nisan referandumu sonrasında ise resmen uygulanan tek adam rejiminin bugün ülkeyi getirdiği yer; ekonomide, dış politikada, sağlıkta, eğitimde, tarımda ve aklınıza gelebilecek her alanda tam bir çöküş oldu! Çöküşün sonu ise işsizlik, açlık, yoksulluk, yolsuzluk, emek ve doğa sömürüsü, iş cinayetleri, intiharlar vs… ile tarih sahnesine yazıldı/yazılıyor.

Tek adam rejimi öncesi, parlamenter sistem çok mu iyiydi? Parlamenter sistem güzellemesi yapacak değiliz elbette. “Ama arada bir darbe yapılmasını gerektirecek kadar egemenleri rahatsız edebiliyormuş hiç değilse(!)” diye düşünmekten de alamıyor insan kendini… Öyle ya uzunca süredir darbe olmamasını memlekete demokrasinin gelmiş olmasına yoramayacağımıza göre darbeye bile ihtiyaç duyulmayan bir rejimin sevilecek bir tarafı da olmuyor haliyle.

Sözün özü: Bugün Türkiye’nin her alandaki çöküşünün müsebbibi sarayda ikamet eden tek adam rejimidir. Bu tek adamın (ya da kadının) adının Recep mi Kemal mi Meral mi Muharrem mi olacağının zerrece önemi yoktur. Türkiye halklarının gün yüzü görebilmesinin çaresi ne tek adam rejiminde ne antidemokratik düzende kurulu parlamenter sistemdedir. Çözüm, demokrasinin, özgürlüklerin sınırlanmadığı örgütlü bir toplumun inşa edilmesidir!

Etiketler: Özgür Müftüoğlu
PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Sokrates’in savunması

Sonraki Haber

22 gün, mermiler uçuşurken…

Sonraki Haber
Zordu ama dayandı…

22 gün, mermiler uçuşurken…

SON HABERLER

Toplum kırım bilimciliğinden özgür yaşamın bilimine

Toplum kırım bilimciliğinden özgür yaşamın bilimine

Yazar: Yeni Yaşam
28 Mart 2023

Gündemi balçıkla sıvamak

Siyaset ya da kayıkçı kavgası

Yazar: Yeni Yaşam
28 Mart 2023

Ne ile cebelleştiğini bilmek!

Saçma üretim, şımarık tüketim, anlamsız yaşam

Yazar: Yeni Yaşam
28 Mart 2023

Kurak Günler, biat ve onurlu duruş

Ar edep hayâ hicap utanma

Yazar: Yeni Yaşam
28 Mart 2023

Bende ölen sensin : Miras

İslam’ın şartları size kalsın, bana Mahsa Amini’yi geri verin

Yazar: Yeni Yaşam
28 Mart 2023

Newroz…

Seçimler ve bazı değişkenler…

Yazar: Yeni Yaşam
28 Mart 2023

İşkenceci polisler kendilerini savundu: Kademeli güç kullandık!

Y.D’ye işkence yapan amir ve bir polis tutuklandı

Yazar: Yeni Yaşam
27 Mart 2023

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Anasayfa
  • Günün Manşeti
  • İletişim
  • Karikatür
  • Seçim 2023
  • Tümü
  • Yazarlar

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.